Bu blog’da Türkçe yazılar kaleme alıyorum. Genellikle devlet, kriz yönetimi, ve yönetişim (governance) üzerine yazılar olacak. Ancak zaman zaman farklı bilimsel konularda yazılar da paylaşacağım

 

SOMA İLE KARŞILAŞTIRILAN ŞİLİ MADEN KAZASINDA NE OLMUŞTU?

Soma faciasından ölü sayılarında artış devam ederken (en son 278 oldu) sık sık Şili’de 2010′da meydana gelen maden kazasına atıfta bulunularak idareciler eleştiriliyor. Bu yazıda Şili’de neler yaşandığını kısaca anlatmaya çalışacağım. Bu anlatacaklarım 2010 senesinde yaptığımız küçük bir çalışmanın kısmen Türkçe’ye çevirisidir. Soma hadisesi sıcak oldugu için bazı bilgileri tekrar güncelleye vakit ayıramadım. Düzeltme yapmamı isterseniz bana ulaşabilirsiniz.

Kazayı anlatmadan önce Şili hakkında biraz bilgi verelim. 2010 verilerine göre madencilik endüstrisi ülkedeki en büyük endüstri. Ülke ihracatının yarıya yakınını (46%) gerçekleştiriken GSYH’nın yaklaşık 8%’ini üretmekte. Şili dünya bakır üreticiliğinde üst sıralarda yer almakta ve 2000 yılında dünya bakır üretiminin yaklaşık 35%’ini gerçekleştirmiş. Küçük şirketler maden üretiminin yaklaşık 5%’ini üretirken geri kalan kısmı devlet şirketleri ve çok uluslu şirketler tarafından çıkarılmakta. 2000-2010 arası ülkede her yıl ortalama 34 insan hayatını kaybetmiş ve bu sayı 2008 senesinde 43 kişi ile zirve yapmış. Aşağıdaki tablolarda 1milyon iş saati başına meydana gelen ölümlü kazaların seyri ve diğer ülkelerle karşılaştırması var. Bu yazıda bahsedeceğim kaza 5 Ağustos 2010 günü de meydana geldi ve 33 işçi madende mahsur kaldı.

Chilian mine accidents per yearsmine accidents comparison

Olay  Compañía Minera San Esteban (CMSE) şirketine ait görece küçük bir madende meydana geldi. Şirket ciddi finansal krizde olduğu için önceden madende gerekli güvenlik önlemlerini almamış, dolayısıyla olay olduktan sonra kurtarma faaliyetlerini yürütecek güçleri de yoktu. Şirket aynı gün kazayı duyurunca  Şili devlet başkanı Sebastián Piñera derhal olaya müdahele ederek hem ulusal hem de uluslararası (NASA, Oakley vs.) imkanların seferber olasını sağladı. Madenciler içeride 69 gün mahsur kaldılar ve kurtarma işi 13 Ekim günü 1,500′ten fazla gazeteci ve 1milyardan fazla insanın takip ettiği bir operasyon ile mutlu bir şekilde son buldu. Bu linkte BBC’nin hazırlağı infografikten olayı ve kurtarma faailyetierini kısaca görebilirsiniz.

Olay bittikten sonra şirket elinde hiçbir finansal güç olmadığını savunarak kurtarma operasyonlarını yapamadığını belirtti ve iflas talebinde bulundu. Ancak mahkemeler şirketin halihazırda mal varlıklarının olduğunu tespit edip bunları dondurma kararı aldı. Zira maden 2006′da 2 kişinin öldüğü ve 70 kişinin mahsur kaldığı bir kaza ardından güvenlik gerekçesiyle kapatılsa da 2008 yılında tekrar faaliyete açılmış. Şirket gerekli güvenlik önlemlerini sağlayamadığından dolayı işçilerine 20% daha fazla maaş ödüyormuş.

Image

Başkan Piñera medya patronluğundan gelmekteydi ve ilk başta medyanın kurtarma operasyonlarını vermesine karşı cıkmıştı. Ancak 2010  Ocak ayında başkanlığa oturduktan birkaç hafta sonra yaşanan deprem oldukça başarısız bir yönetim tecrübesi olarak hanesine yazılmıştı ve bu maden kazasını hem kendisi hemde Şili için başarılı bir iletişim kampanyasına dönüştürebileceğini anladı. Piñera kurtarma faaliyetlerinin yürütüldüğü Umut Kampı’nı (Camp Hope) üçkere ziyaret etti ve madencilik bakanı kamptan hiç ayrılmadı. Piñera kurtarılan her madenci ile tek tek buluştu ve kutladı. Neticede madenciler kahraman ilan edilirken Piñera’nın popülaritesi Temmuz ayında 46%’dan Ağustos ayında 56%’ya yükseldi, tüm ülke tek yürek olayları takip etti.

ImageImage

Piñera bu süreçte neleri doğru yaptı peki? Öncelikle en baştan güçlü bir şekilde varlığını göstererek tek elden mesaj verilmesini sağladı. İletişim kanallarını açık tuttu ve madencilerin yakınları ile arasında sempatik ilişki kurulmasının yolunu açtı. Sorumluluk aldı ve sorunun çözülesi için yoğun çaba sarfetti. Yardım teklif eden yabancı devletler ve şirketlerle birlikte çalıştı ancak herşeyi kendi kontrolü altında tutmayı başardı.

ImageImage

İki vak’aya iki farklı yaklaşım.

ImageBnry4i8IYAAjMRw

Soma’da yaşanan facianın arkasından yaşananlarla Şili karşılaştırılınca halk ve devlet adamları olarak ne gibi doğrular ve yanlışlar yapıldığı üzerinde biraz düşünmemiz gerek.

(Şili ile ilgili fotoğrafları BBC’den edindim)

SOMA KRİZİ, DEVLET, Ve KRİZDE İLETİŞİM

Image

Soma’da dun meydana gelen maden kazasinda (son rakamlara gore) 245 isci can vermis. Bu aci olay tum Turkiye’yi ve uzaktan izleyen bizleri yasa bogdu. Olenlere Allah’tan rahmet, yakinlarina da sabir diliyorum. Bu gibi krizlerde yonetimlerin (yerel ve merkezi) alacagi tutumlar hem afetlerden etkilenenler hem de yakinlari icin hayati onem tasiyorlar. Krizler ayni zamanda siyasi sonuclari olan olaylar oldugu icin devlet yoneticilerinin kriz yonetiminde cok dikkatli adimlar atarak olasi can ve mal zararlarini minimuma indirmeleri ve mumkun oldugunca en pozitif sekilde vakayi yonetmeleri gerekiyor. Ne var ki Soma’dan gelen haberler krizin pek de parlak yonetilmedigini gosteriyor.

Krizlerin kotu yonetilmesi (ozellikle iletisim noktasinda) can ve mal kayiplarinin uzerine sosyal psikoloji uzerinde olumsuz etkilere yol acarlar. Afetten etkilenen insanlar kendilerini terkedilmis hissedebilirler. Afetin etkilierini iyilestirme (recovery) safhasinda bu yaralarin kapatilmasi zor olacaktir. Uzun donemde bunlar uzmanlar tarafindan yonetilmezlerse onarilmaz etkiler birakabilirler. Kriz yonetiminde yoneticilerin dogru mesaj vermeleri adina dort temel adim vardir. Bunlar (1) dogruyu soyle (2) dogrunun tamamini soyle (3) dogrulari ilk sen soyle (4) sorunu coz. Bunlarin yaninda yoneticilerin mesaj verirken yanlarinda isin teknik boyutuna vakif (polis, saglik ekipleri, arama-kurtarma takimlari) insanlari yanlarina alip o sekilde basinin karsisina cikmalari gerekir. Gerekirse bazi ozel hususlarda mikrofonlara bu insanlar gecer ve hep birlikte tek elden dogru bilgi basinla ve insanlarla paylasilir. Idarecilerin ihmali ya da sucu varsa en azindan kriz bitene kadar canla basla calisip, insalarin acilarina ortak olup (gerekirse) krizden sonra istifa ederler. Image

 

Soma afetinde gordugumuz kadariyla devlet adamlari cok gec olay yerine gittiler ve 19yy’dan maden kazalarini ornek vermeye basladilar. Kanaatimce bu bir sucluluk psikolojisinin disa yansimasi. Bu tutum madenlerin denetlenmesi ve gerekli guvenlik onlemlerinin alinmasi konusunda onceden yapilmasi gerekenlerin (en hafif ifadesiyle) ihmal edilmesi ve krizde yapilacaklarin yapilmamasi uzerine olayi normallestirme cabasi; muhtemelen de sonrasinda suc atacaklari bir mecra arayacaklardir.

Image

Imarim kotu yonetim ve basarisiz iletisim sonucu olen yuzlerce insanin acisi uzerine pekcok baska acilar da eklenmez. Ancak devlet adamlarinin hali hazirdaki tutumlari bu konuda beni karamsarliga itiyor.